Anadolu Mayasıyla varlığı şaşırtıcı bir cesaretle keşfedin; yürekten gelen, sıradışı bir yol ve hayretle bakışın sıcak hikayesi.
Uluslararası 15. Kocaeli Kitap Fuarı, bu yıl Anadolu Mayası temasını derinleştiren bir söyleşiyle sahneye çıktı. Psikiyatrist ve yazar Kemal Sayar, Anadolu İrfanı’nı sadece bir sözlük değil, yaşamın her anında hissedilen bir yöneti olarak ele aldı. Söyleşi, ruhun ve toplumsal dokunun nasıl birbirine bağlı olduğunu gösteren bir yolculuk olarak tasarlandı. Yazarın sözleri, fuarın akışında ziyaretçilere yalnızca edebiyatla değil, aynı zamanda insanlık hallerinin anlaşılmasına dair bir anahtar sundu. “Söz şifadır” ifadesiyle başlayan konuşma, yazmanın ve okumanın kişiyi nasıl dönüştürdüğünü, içsel çeşitliliğin ve irfanın dışa vurumunu kitlelerle paylaştı.
Fuara katılanlar arasında Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın da yerini alarak dinleyenler arasındaydı. Bu yıl temasını “Anadolu Mayasının Esası Birliktir” olarak belirleyen fuar, yazarların söyleşi ve imza etkinlikleriyle zenginleşti. Akçakoca Konferans Salonu’nda gerçekleşen söyleşide Sayar, “Terapiste gidemezseniz veya karşınızda sizi dinleyecek birinin olmadığını hissediyorsanız, sayfalara sarılmanın bir ilaç gibi işlediğini ve yazmanın iyileştirme gücünü anlattı. Okumak ise duyguları adlandırabilmenin ve başka bir insanın iç dünyasına açılabilmenin yolunu sundu.
“Anadolu Mayası” kavramı Sayar için sadece bir metafor değil, varlıkla olan münasebetin temel taşıydı. Yunus Emre’nin dizelerinden ilhamla, Anadolu’nun irfan geleneğine bakarken varlık, insan ve yaratılmış olan her şeye duyulan saygının canlılığına vurgu yaptı. Hayat, görebilen gözler için sürekli bir mucizedir düşüncesiyle, mevsimlerin ve nesillerin akışında bile bu mucizenin saklı olduğuna dikkat çekti. Anadolu mayasının insanın kendine ve doğaya yönelişinde saklı olduğunu belirtti.
Sayar’ın “Kalp kırmaya hakımız yok” mesajı, toplumsal dayanışmanın ve birlikteliğin merkezine oturuyor. Mevlana ve Yunus Emre’nin öğretilerinden ilham alan konuşmacı, her insanı Allah’ın bir temsilcisi olarak gördüğümüz an, kalbin kırılmadığı bir toplumun inşasını mümkün kılar diyor. Dört kitabın anlamı, başkası için dile getirilen dileklerle paralellik gösteriyordu; kendi dilinizi başkası için söylemek, adaletin ve onurun Anadolu irfanında nasıl kök saldığını gösteriyordu.
Sayar, dedesinden kalan “Tut demeden tut elimi” sözünün kolektif hafızada nasıl yankılandığını paylaştı. Bu söz, düşüş anlarında bile yetimliğin, yardımlaşmanın ve dayanışmanın uyandırdığı içsel bir dua niteliği taşıyor. Anadolu mayasının temelinde, fark etmeden düşene uzanan bir eli sunmanın güzelliği yatıyor. Her insanın eksik olduğu gerçeğini kabul etmek ve birbirimizin eksikliklerini tamamlamaya çalışmak, bu coğrafyanın ruhunu şekillendiren bir öğreti olarak öne çıktı.
“Gönül Yapmak, En Büyük Ödevimizdir” başlığı altındaki vurgular, kibirin bu coğrafyanın ruhuna aykırı olduğunu hatırlatıyor. İnsanların arasındaki farkları büyütmek yerine, bir gönlü inşa etmek; bu, Anadolu’nun mirasının doğrudan yansıması. Sayar, bir cevher olarak her insanı görmek ve ona karşı hor bakışın kendimize karşı yönelim olduğuna dikkat çekti. Toplumsal barışın ve insani onurun, irfanın damarlarında akıp giden bir kaynak olduğuna vurgu yaparken, her bireyin manevi bir görev üstlendiğini hatırlattı.
“Hızır Gibi Yetişmek, Sumud Gibi Direnmek” düşüncesiyle, yardım etmenin sadece bir akılsa da bir bilince bağlı olduğuna işaret etti. Vicdan sahibi insanlar, acıyı fark edip ona sırt dönmeyenler olarak tanımlandı. Sumud (direniş) kavramını, Filistin halkının direnişiyle aynı anda insanlık onurunu savunan küresel vicdan hareketine bağlayarak aktardı. Fuarın sonunda Sayar, sevenleri için kitaplarını imzalarken, edebiyatın ve inancın bir arada nasıl güç bulduğunu net bir şekilde gösterdi.
Fuarda Anadolu’nun Sesi: Bir Medeniyet Sohbeti olarak nitelendirilen bu etkinlik, 4-12 Ekim tarihleri arasında Kocaeli Kongre Merkezi’nde süren 515 yayınevi ve STK’nın katılımıyla zenginleşti. Toplamda 1050 etkinliğe ev sahipliği yapan fuar, sadece bir buluşma değil aynı zamanda Anadolu’nun ruhunu taşıyan bir medeniyet sohbetine dönüştü. Bu sohbet, edebiyatın ötesine geçerek toplumsal dayanışmanın, merhametin ve ortak insanlık değerlerinin nasıl inşa edildiğini göstermesi açısından önemli bir deneyim olarak kayda geçti.
Kaynak: Beyaz Haber Ajansı (BYZHA) tarafından sunulan içerik, fuarın temasını ve Sayar’ın söyleşisini ayrıntılı bir şekilde özetliyor ve Anadolu’nun içsel gücünü vurgulayan bir tablo sunuyor. Fuarda tanıklık edilen bu anlatılar, yalnızca bir festivalin programı değil, insan ruhunun derinliklerini keşfetmeye yönelik bir çağrı olarak değerlendirilebilir.