1972 DESA’nın Milano Moda Haftası’na Damga Vuran Anı: Şıklığın Yeni Sınırı

Milano Moda Haftası, dünyanın moda merkezi olma iddiasını her sezon tazeliyor ve DESA için bu platform, sadece bir sergi alanı değil, aynı zamanda Türk deri sektörünün küresel moda sahnesine açılan bir vitrinidir. 1972 DESA, bu prestijli etkinlikte yalnızca koleksiyonunu tanıtmakla kalmadı; aynı zamanda köklü mirasını, çağdaş tasarım anlayışıyla buluşturarak dünya modasına yeni bir bakış açısı kazandırdı. IVANA OMAZIC liderliğindeki Kreatif Direktör ekibi, klasik deri işçiliğini modern siluetlerle yeniden yorumlayarak, işlenmiş yüzeyler, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve fonksiyonelliği bir araya getirdi. Bu yaklaşım, yalnızca lüks bir aksesuar olarak görülen ürünleri, günlük yaşamın dinamik temposuna uyum sağlayan birer ortak haline dönüştürdü.

1972 DESA’nın Milano Moda Haftası’ndaki varlığı, İstanbul’un zengin kültürel mirasını dünya pazarlarına taşımak için bir köprü kurdu. Türkiye’de üretilen deri, estetik ve dayanıklılık açısından küresel standartların ötesinde bir kaliteye sahip olduğunu defalarca kanıtladı. Milano’daki Leather Fashion Hub podyumunda sergilenen koleksiyon, zarif hatlar, ince işçilik ve sade lüksü bir araya getirerek, Türkiye’nin deri üreticilerinin çağdaş tasarım dileğini net biçimde ortaya koydu. Tasarımlar, sadece göz alıcı bir estetik sunmakla kalmadı; aynı zamanda fonksiyonellik ve konforu da ön planda tuttu. İç giyimde kullanılan yüzeylerden, çanta ve aksesuar tasarımlarına uzanan geniş bir yelpazede, her ürünün arkasında titiz bir üretim süreci ve etik malzeme kullanımı yatıyor.

Etkinliğin sosyal boyutu da en az tasarım kadar önemliydi. Türkiye’den gelen üst düzey katılımcılar, Milano Başkonsolosluğu’nun desteğiyle, kültürel bağları güçlendirme amacıyla düzenlenen görüşmelere katıldı. Milano Ticaret Ataşeleri ile yapılan temaslar, Türk deri sektörü ile İtalyan moda evleri arasındaki işbirliği potansiyelini ortaya koydu. Türk ve İtalyan basını ile influencer’ların yoğun ilgisi, markanın mesajını küresel arenaya taşıyarak yeni iş birlikleri için zemin hazırladı. DESA’nın bu etkinlikte elde ettiği medya yankısı, sadece kısa vadeli satışlar için değil, uzun vadeli marka değeri ve pazar erişimi için stratejik bir adımdı.

İcra fonksiyonu ve vizyon açısından bakıldığında, DESA CEO’su Burak Çelet’in açıklamaları, şirketin misyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor: Türk deri sektörünün kalite ve tasarım gücünü dünya sahnesine taşımak. Bu hedef doğrultusunda, 1972 DESA markası, Milano Moda Haftası gibi platformlarda gördüğü ilgiyle ileriye dönük planlarını güçlendirdi ve uluslararası pazarlara yönelik büyüme stratejilerini yeniledi. Tasarım ekipleri, sürdürülebilir üretim süreçlerini daha da geliştirmek; malzeme tedarik zincirinde şeffaflığı artırmak ve atık yönetimini en aza indirmek üzere çalışmalarını sürdürdü. Ayrıca, yerel ustaların bilgi birikimini genç tasarımcılarla paylaşan bir mentorluk programını başlatarak, geleneksel deri işçiliğinin gelecek kuşaklar tarafından canlı tutulmasını amaçlıyor.

1980’ler ve 1990’lar boyunca kurumsal kimliği pekişen DESA, Milano, Paris ve Londra gibi moda başkentlerinde showroom ve showroom mağazaları açarak Türk deri üretimini küresel moda gündemine taşıdı. Bu adımlar, sadece tüketiciye ulaşmakla kalmadı; aynı zamanda tedarikçileri ve iş ortaklarını da güçlendirdi. DESA’nın ürün yelpazesi, lüks deri çanta, aksesuar ve hazır giyimden oluşan geniş bir portföye yayılarak her tarza ve her ihtiyaca yanıt verecek çeşitliliğe ulaştı. Ürünlerin her biri, uzun ömürlü kullanımı hedefleyen dayanıklı yapı ve zarif tasarımın bir birleşimini temsil ediyor.

Geleceğe dair vizyon, sadece estetik ve kaliteyle sınırlı değil; aynı zamanda etik üretim ve sosyal sorumluluk boyutunu da kapsıyor. DESA, çalışanlarına adil ücret ve güvenli çalışma koşulları sağlamanın yanı sıra, çevresel etkisini azaltmak için sürdürülebilir yağlar, geri dönüştürülmüş malzemeler ve su tasarruflu üretim tekniklerini benimsemektedir. Bu yaklaşım, markanın uzun vadeli başarısını desteklerken, müşterilerine de değer katan bir marka olarak konumunu güçlendiriyor.

Sonuç olarak, DESA’nın Milano Moda Haftası’ndaki varlığı, Türk deri sektörünün küresel arenada hak ettiği saygıyı ve tanınmayı elde etmesine önemli bir katkı sundu. Bu deneyim, markanın gelecek hedeflerini şekillendirecek ilham kaynağı olmayı sürdürüyor ve dünya çapında daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı hedefleyen cesur tasarım adımlarını destekliyor.